İslamın gelişini durdurabilmek için batılılar ve İran tarafından kurdurulan sahte cemaat ve sahte tarikatlar ile samimi tarikat ve cemaatlerin içine sızdırılan menfaat çetelerine karşı ehli sünnet büyükleri tarafından uyarılan, dikkatli olmaya ve mücadeleye davet edilen ihlaslı müminler bu uyarıları dikkate alabildiği nisbette hem kendi imanını, hem ümmetin imanını, hemde vatanı muhafaza edebildiler…

Fakat pozitivist mantık ile islama bakan ve dünya sevgisi yüksek taife, bu sahte cemaatlerle içli dışlı olmuş hatta ateist gruplarla bile muhabbetlerini artırmışlar. Fakat ehlisünnet cemaatlere asla yaklaşmamışlardır.

Fetö ile Adnan Oktar grubu benzeri örgütlerin ifşa edilmesinden sonra da bu menfaat taifesi hatalarını anlayıp tövbe edeceklerine, ehlisünneti anlamaya çalışacağına, tarikatler İslama zarar vermektedirler diyerek nasipsizliklerini beyan etmişlerdir.

Bu taifeden olanlardan biri de Abdurahman Dilipak’dır. Hemen hemen her yazısında tarikatlere düşmanlığını ifşa eden Dilipak, Fetö’nün çöküşüyle eski aşkı Şanar Yurdatapan’la tekrar yakınlaşmış, Toktamış Ateş’e olan muhabbetini tekrar alevlendirmiş. Ateistlere Vahhabilere Şiilere Fetöcülere tanıdığı tölerans ve muhabbeti, ehlisünnet alimlerine ve tarikat büyüklerine asla tanımamıştır. Biraz mantığını kullanabilmiş olsa ve biraz objektif olabilse ateistlere tanıdı töleransı ehlisünnete tanıyabilseydi, belki ahir ömründe tövbe istiğfar edip feraha erebilecekti.

YORUMLAR

Start typing and press Enter to search