Son günlerde sıkça tartışılan ve haberlere konu olan dönek solcular ve dönek sağcılarla ilgili bizim de bir katkımız
olsun diye bir çalışma hazırladık,biraz uzun oldu belki formatınıza uygun değil diyeceksiniz ancak liste o
kadar uzun ki ancak bu kadarını özetleyebildik.
Lâkin solcuların kafası bir hayli karışık olsa gerek,çoğu zaman Amerika’nın ve Emperyalizm’in yanında
yer tutan solcular,vatanını savunanları döneklikle itham ediyor.
İnsan sormadan edemiyor “Altıncı filoya hayır!” diyen solcularmı dönek,“Biji Biji Obama!” diye
bağıran solcularmı dönek…
(ABD,Suriye’yi işgal için asker gönderdiğinde Türkiye-Suriye sınırına giden solcular “Biji Biji Obama!”
diye sloganlar atıp alkış tutmuşlardı.)
İsmail Hakkı Pekin adlı eski general F.Gülen’nin ABD tarafından nasıl korunduğuna dair açıklamalar yapmış
ve 12 eylülde F.Gülen’nin,Evren’in talimatıyla gözaltından serbest bırakıldığını açıklamıştı daha sonra
M.Ş.Eygi’nin ABD tarafından kullanıldığınıda açıklamış “Eygi’yle ilgili belgeniz varmı?” sorusuna
“İstihbarat arşivlerinde var.” cevabını vererek soru işaretlerine sebep olan Pekin’e bir TV programında
Muharrem Coşkun’un “Solda kanaat önderi olmuş bazı isimlerle ilgili belge buldunuzmu?” sorusuna
“O konuda bir şey söyleyemem.” cevabını veren Pekin, programın sunucusu Yusuf Ozan Demir’in
“Sağdan söylüyorsunuz Soldan niye söylemiyorsunuz!” itirazı üzerine “Soldan’da dünya kadar adam
12 eylülden sonra Amerika’ya, sağa sola gittiler ve devşirildiler. Aldıkları paralarla Türkiye alehine
çalıştılar ve hala çalışıyorlar. Koca koca gazetelerde ve merkez medya denilen yerlerde yazan bir sürü
insanın neler yaptıklarını biliyoruz.” cevabını verdi.
Pekin’in korkudanmı yoksa korunmak içinmi isimlerini vermediği dönek solcularla ilgili biz birkaç örnek
verebiliriz:
(Oda TV’nin haberleştirdiği “Liboş solcular” ile ilgili Yurt Kemiricileri adlı kitaptan…)
İşte Yurt Kemiricileri’nde yer alan “Çetin Altan Liboş oldu?” başlıklı o kısım:
Cüneyt Arcayürek anlattı:
Bu teoriyi uygulayanların başında, bir zamanlar Türkiye’deki sol harektin önemsediği,
Türkiye İşçi Partisi Milletvekilliği yapmış Çetin Altan geliyordu.
Atatürk ve Cumhuriyet devrimi düşmanlığı kazanına yeni medya düzenine en çok odun atan
Altan ailesinin en büyüğü, Çetin Altan, Uğur Mumcu’nun deyimiyle ‘liboş’luğu neden seçmişti
acaba?
1960’larda Cumhuriyet devriminin tarihsel önemini kavramış sosyalist bir aydın olarak
tanıdığımız Çetin Altan’ın, 1980 sonrası bambaşka bir insan olmasına hiçbir anlam
veremiyorduk.
Gazeteciliğe birlikte başlayan ve dostlukları çok eskiye dayanan Cüneyt Akyürek’ten, Çetin
Altan ile bu konuyu konuşup konuşmadığını öğrenmek istemiştik.Arcayürek, yaşamındaki ve düşüncelerindeki değişimin gerekçesini Çetin Altan’a sormuştu.
Altan’dan aldığı karşılık; hep acı çektiği, bundan böyle rahat hayat yaşamak istediği
yönündeydi.
Yani Çetin Altan’ın, 1980 sonrası Turgut Özal’a hayranlık ile başlayan, ardından oğulları ile
birlikte karşıdevrim saflarına katılarak sağ iktidarlara yanaşması tümüyle çıkarsaldı. Ailecek
sürdürdükleri Atatürk ve Cumhuriyet devrimi düşmanlığı ve sözde demokratlık adına
yürüttükleri ‘2 numaracı Cumhuriyetçilik’de bu çıkarcılığı örtme çabasıydı.
Cumhuriyet’te Emrah Kolukısa’ya konuşan Rutkay Aziz dikkat çeken açıklamalarda bulunmuş,
Suriye’de ABD ile birlikte Müslüman öldüren solcuları savunup batıya karşı kendi ülkesinin yanında
duran solcuları döneklikle suçlamış…
Azizin beyanı:
Daha açık ve net söylemek gerekirse 12 Mart’ı yaşadık, 12 Eylül’ü de yaşadık, koalisyon dönemlerini
de yaşadık, şimdiyi de yaşıyoruz… Türk solu kendi içinde bugünkü kadar dönek çıkarmadı. Ben tanık
olmadım, ama Ruhi Su’yu anmak isterim, ona sormuştum 12 Eylül’den sonra döneklerin gündeme
gelmesini, Ruhi Bey ışıklar içinde yatsın “Evladım, bazı insanlar aslında rücu etmek için bazı tarihleri
beklerler” dedi.
Cumhuriyet’in bu haberinide haberleştiren Oda TV,Cumhuriyet gibi yaptıkları haberlerde sık sık ve
açıkça Amerika’nın tarafını tutmayı solculuk gibi yutturmaya çalışıyor.
Allah şefaatine nail eylesin Salih Mirzabeyoğlu’nun şu sözü geldi akla: “Namuslu bir kadınla bir fahişe
kavga etse,orospu diye bağırır fahişe zira namuslu kadın bu kelimeyi bile ağzına almaya utanır…”
Yazının bütününü okuyunca dönek islamcılar yokmu,sizde İsmail Hakkı Pekin gibi kendi taraftarlarınızı esirgemişsiniz diye
düşünmeyin hemen belirtelimki BD-İBDA yayınları 1940’lardan beri dönek islamcıları fazlasıyla ifşa etmiştir…
Liberalleştiği için eleştirilen Murat Yetkin 2003 yılında Radikal Gazetesindeki yazısında niçin liberalleştiğini izaha çalışmış…
1970’li yıllarda CIA’in raporlarında belirtilmiş olan Türkiye’deki İslam camiasının güçlenmesi ve kalabalıklaşması ve o zamanki Türkiye’nin
artık Kemalist bir yapıyla İslam’ı durduramayacağının anlaşılmış olması…
CIA’nın o günlerdeki iktidar sahiplerine ve yöneticilerine İslam’ı durdurabilmek için “Liberal İslamcı” diye tabir edilebilecek bir yapıya yani
FETÖ’ye kanalize olmalarını tavsiye ettiğini anlatıyordu Murat Yetkin…
Kısacası Murat Yetkin ben ekmeğime bakarım İslam’ı durdurmak için Kemalizm gerekiyorsa Kemalizm,ılımlı İslam gerekiyorsa ılımlı İslam,
ben maaşımı alır hizmetimi veririm diyordu.
Hemen belirtelimki Murat Yetkin’in yazısında 1970’li yıllardaki CIA raporlarının mucidi belirtilmemiş işte o kişi Şerif Mardin’dir,
dönek solcu veya Kemalistlerden belkide en sinsi ve kurnazı olan Mardin,hadiseyi en erken kavrayan,raporlaştıran ve CIA’e sunan ajan’dır…
Şerif Mardin’in o yıllarındaki raporları daha sonra kitaplaştı,ABD ve Türkiye’de baskıya verildi… Bu kitapların özeti şudur:
Yeni bir İslam İmparatorluğu’nun kurulmasını engellemenin yolu Türkiye’deki Nakşibendi’lik hareketinin sinsice ve tuzaklar kurularak durdurulmasından geçer
zira tarih boyunca Nakşiler ile savaşan hiçbir hükümdarın kazanamadığı tespiti ortadadır.
Bu arada parantez içinde belirtelimki Şerif Mardin’i Nakşibendi uzmanı ilan edip,Nakşibendi savunucusu gibi sunan İslam’i kimlikli kişi veya kurumlarıda
döneklerin en başında sayabiliriz.
Liberalleşen yani dönek solcu-kemalist’lerin listesi o kadar uzunki hepsinin hikayesini yazmaya kalksak koca bir kitap yada cilt cilt kitaplara dönüşür bu haberimiz…
Biz sadece birkaçının ismini yazalım zaten bir kısımnı ve önemli olanlarını yazımızda örnekler üzerinden verdik…
Şanar Yurtapan,Cengiz Çandar,Hasan Cemal,Üzeyir Garih,İsak Alaton,Aydın Doğan,Koç Grubu,Sabancı Grubu ve daha niceleri… Görüldüğü gibi liste çok uzun
dahada uzatmak istemiyoruz esasen dönekleri iki grupta ele alabiliriz,güçlü ve para sahibi kimse onun yanında yer alan dönekler veya sadece İslam’a olan düşmanlığından
ötürü ona mukavemet gösterebilecek olanın tarafında olan dönekler… Cumhuriyet tarihi boyuncada bu iki gruba rastlıyoruz.
Osmanlı’nın yıkılışı aşamasında ve Cumhuriyet’in ilk yıllarında batıcı olan gazete sahipleri,yazarları ve devletten iş koparan büyük firmalar,sahipleri Faşizm’in
güçlendiği yıllarda bıyıklarını daraltıp “Hitlervari” politikalar izlemiş sonraki yıllarda ise aynı gruplar Komunizm’in güçlendiğini görünce Sosyalist-Komunist
politikalar izlemiş Komunizm’in yıkılmasıyla birlikte ise liberalizm’i benimsemişlerdir.
MEHMET YUSUFOĞLU